Sıkı bir rövanş

Maça hızlı başlasa da milli takımımız, gerek artan yağmur, gerekse orta saha oyuncularımızın beceriksizliği yüzünden topu bir türlü safımızda tutmayı başaramadılar. Aynı yağmurlu ortamda oynayan İsviçre güzel bir şekilde golü buldu ne var ki. Defansımız suya takılan topla birkaç saniye kazandılarsa da Hakan Yakın’a yetişmek için, en yakın oyuncu ona 3 metre uzaklıkta olduğu için üzülerek ağlara gönderdi Hakan topu. Hazır ondan bahsetmişken İsviçre’nin Türk asıllı oyuncularının performansına ekstradan değinmemek olmaz tabi. Eren’in müthiş bir fiziği var ve topu ayağına aldığında tehlikeler yaratabiliyor. Neden alınmadı bu adam milli takıma derdim de Tümer Metin’i görünce susmam icap ediyor direk olarak.

İkinci yarıda ise bambaşka bir saha olsa da takımlar aynıydı. Birbirlerine acemi ataklar geliştiren takımlardan gülen taraf milli takımımız oldu. Nihat’ın tek olumlu hareketi olan ortası ve ‘nöbetçi golcü’ Semih’in golü ‘Tamam en azından bugün elenmiyoruz.’ dedirtirken son dakikalarda can pazarı yaşanan Basel’de Arda Turan’ın mükemmel golü vardı. Her ne kadar kötü başlayıp ‘eh işte’ devam ettiyse de milli takım, esas sınavı Çeklere karşı verecekler.

İsviçre’nin ipini çekmemiz ‘yeterli milliyetçi’ bir Türk insanı için ne kadar gurur vericiyse, sahada herhangi bir dalaşmaya girmeyen iki takım oyuncularını izlemek de benim için o kadar keyifliydi. Ama sorarsanız gruptan çıkmayalım derim, nitekim Almanya olacak karşımızda. Tehlikelidir.

Hiç yorum yok: