giriş!


yine bir turnuva başlıyor. yaşasın!
kişisel yoğunluğum sebebiyle tamamen, 7/24 şu takım hangi kadroyla çıkar, şu maçı kim kazanır diye kendi kendime konuşarak, insanların garip bakışları altında, turnuvayı yaşayarak, düşünsel potansiyelimin büyük bir kısmını kullanarak izleyemeyeceğim ne yazık ki. sanırım çeyrek finallerde girebilirim bu ruh haline. ancak 31 maçı da izleyeceğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
bu özür girişinden sonra kişisel turnuva tarihimize göz atarsak harika olur: avrupa şampiyonları her zaman dünya kupaları kadar ilgi çekmedi, hatta hor görüldü(doğal olarak). ama şanlı tarihimde ilk hatırladığım turnuvanın euro 96 olması sebebiyle kalbimde özel bir yeri vardır. oldukça zevkli de bir turnuvaydı. türkler çabucak madara olsa da, çekler canavar gibilerdi ve finali gördüler. az daha almanya'yı da geçip kupayı evlerine götüreceklerdi. ama uzatmalarda bierhoff sahneye çıktı, bu turnuvanın da en büyük favorilerinden olan almanlara kupayı getirdi.
neden bilmem 98'in belki bir maçını bile seyretmedim(yuhalamalar). ama euro 2000 ile geri döndüm. yine harika bir finalle bitti 2000 de. italya'nın ellerinden kayan kupa fransa'ya gitmişti. türkiye'nin de ilk sağlam performansıydı, adeta 2002'nin habercisiydi. ve tabii alpay'ı anmazsak olmaz!
sonra 2004! letonya bizim yerimizi almıştı bu turnuvada maalesef. almanya'dan aldıkları 1 puanla kapattılar 3 maçı! yunanistan'ın 20 kişilik savunma anlayışı kitleleri hezeyana sürüklese de futboldaki evrim ilk kez bu kadar somut bir biçimde karşımıza çıkıyordu.
ve geldik 2008'e! artık 24 saatten de az kaldı! analizlerimiz, tahminlerimizle blogumuzu izleyen futbolseverlerin çok güzel bir turnuva geçireceğini düşünüyorum. tabii yunanistan'ın da gruptan çıkmaması gerekiyor bunun için!
son olarak umarım türkiye başarılı olur diyorum ve hangi takımı tutacağımı düşünürken aynı gruptaki italya, fransa ve hollanda arasında kalıp fenalık geçirerek merhabamın sonuna geliyorum.

Hiç yorum yok: